FEDAKARLIK ŞEMASI

FEDAKARLIK ŞEMASI
FEDAKARLIK ŞEMASI

FEDAKARLIK ŞEMASI

FEDAKARLIK ŞEMASI oldukça yaygın görülen şemalarımızdan biridir.

Fedakârlık bazen bir durum ya da kişi için bireyin kendi isteklerinden vazgeçmesi demektir. Ancak belli bir düzeyi aştığında patolojik bir hale dönüşmektedir. Bu aşamada ‘kendini feda etme’ olarak adlandırılmaktadır.

Fedakârlık ve kendini feda etme arasındaki en büyük ayrım, davranışın kökenine bakarak saptanabilir. Kişinin fedakârlığı kim için ve ne için yaptığı noktasında tanımlayabileceği bir sınırı varsa bu davranış fedakârlık olarak tanımlanabilmektedir. Yani kişi yalnızca belli durum ve belli kişiler için bazı şeyleri gözden çıkarır, tahammül eder,  anlayış gösterir. Bu fedakârlık davranışı iki taraf için de memnun edici, aradaki bağı kuvvetlendirici özelliktedir. Ancak yapılan davranışın kökeninde yoğun şekilde ilgi, istek ve sevgi beklentisi varsa kişi davranışı sergilerken bireysel ihtiyaçlarını yok sayarak kendini sürekli arka plana atıyorsa ve kendisini zora sokacak olsa bile karşı tarafın beklentilerini koşulsuz karşılama çabasına girmişse bu yaklaşım ‘kendini feda etme’ olarak adlandırılmaktadır.

Fedakarlık Şeması Nasıl Ortaya Çıkar?

Çocukluk döneminde sevilme/ilgi görme gibi ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanmayan, değerli olduğunu hissedemeyen birey; bu ihtiyaçları ileriki süreçlerde sağlıksız bir şekilde karşılamaya çalışmaktadır. Değerli hissedebilmenin ve başkaları tarafından sevilmenin yolunun diğerlerine hizmet etmekten geçtiğine inanmaktadır. Bu durumun sonucunda da kişiler yetişkinliklerinde hayır diyemeyen, kendini başkaları için feda eden, hayatının akışını diğerlerine göre şekillendiren, istek ve ihtiyaçlarını hep ikinci plana atan bireylere dönüşmektedirler. Aynı zamanda Türk kültürünün içerdiği toplumsal özellikler ve yücelttiği yardımseverlik, diğerkamlık, vefa, ince düşünce gibi özellikler kendini feda etme şeması sonucu ortaya çıkan davranışları pekiştirmektedir.

Araştırmalar fedakarlık şemasına sahip bireylerin çoğunun erken çocukluk dönemlerinde depresif, güçsüz, yetersiz, hasta ya da aciz bir ebeveyne sahip olduklarını göstermektedir. Bu durumda çocuk ile ebeveynin rolleri değişmekte ve çocuk ebeveyn rolünü üstlenmektedir. Sevgi, şefkat, bakım ve ilgiyi sağlayan konuma geçmiş bulunmaktadır. Erken yaşlardan itibaren sergilediği ebeveynlik rolünü yetişkinlik döneminde de sergilemeye çalışmakta ve ‘diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya aşırı derecede odaklanma eğiliminde olmaktadır’ (ERTÜRK, Gör, Yiğit, & Kömürcü, 2017).

Yapılan araştırmalar ebeveynleşen çocukların aşağıdaki benzer çocukluk yaşantılarına ve aile yapılarına sahip olduğunu göstermektedir (Uysal, 2022):

  • Annem/babam yardıma muhtaçtı. Örneğin ruhsal sorunları vardı, akli dengesi yerinde değildi, fiziksel engeli vardı.
  • Annem/babam ben çok küçükken öldüler. Küçük kardeşlerime ben bakmak zorunda kaldım.
  • Annem/babam çok içerdi, onu eve getirirdim veya onu sızdığı yerden kaldırıp yatağına götürürdüm.
  • Annem/babam; engeli, akli/ruhsal durumu, sarhoş olması sebebiyle kardeşlerimle ilgilenmezdi. Kardeşlerim ile ben ilgilenirdim (okula götürürdüm, yemeklerini hazırlardım vb.)
  • Annem/babam kardeşimi okula götürmem, onu uyutmam, ona bakmam gibi ebeveyn görevlerini bana verirdi.
  • Annem/babam yaşadığı zorlukları bana anlatırlardı, onun yaşadığı zorluklar için çok üzülürdüm/sinirlenirdim/çaresiz hissederdim.
  • Annem/babam yaşadığı zorlukları bana anlatırdı, onu dinlerdim, ona tavsiyeler verirdim.
  • Annem/babam bana “Bana ne güzel akıl veriyorsun”, “Sen olmasaydın ne yapardım”, “Çok iyi bir evlatsın, bize bakıyorsun” derlerdi, mutlu olurlardı.

Fedakarlık Şemasının Yetişkinliğe Yansıması

Ebeveyninden sorumlu olarak yetişen çocuk, yetişkinliğinde etrafındakilerin zor bir durum içinde olduğunu hissettiği anda herkese karşı aşırı verici, aşırı fedakâr davranarak o durumu ya da olayı kendi hayatının merkezine koymaktadır. Böyle durumlarda aksi bir şekilde davranmak kişi için bencillik olarak algılanmaktadır. Her ihtiyacı olana yetişmeyi, her sorunu halletmeyi görevi olarak görmektedir.

            Araştırmalar bu şemaya sahip bireylerin genellikle kendileri hakkında konuşmak yerine başkalarını dinlemeyi, başka insanlara yoğun ilgi göstermeyi, kendileri için bir şey yaparken zorluk yaşadıklarını, ilgi kendileri üzerine yoğunlaştığında rahatsız olduklarını ve bir şeyler istediklerinde doğrudan ifade etmeye çekindiklerini, bunu dolaylı yoldan ifade ettiklerini ortaya koymaktadır. Çocukluktan itibaren alışmış oldukları bu davranış örüntüleri içerisinde diğerlerine adanmış bir ömrü, başkaları için yaşanılan bir hayatı sürdürmektedirler.

Fedakarlık şeması günlük hayatta aşağıdaki bazı ifadelerle karşımıza çıkabilmektedir (Uysal, 2022) :

  • Hep ben çabalıyorum, değer veriyorum ama karşımdakinden beklediğim değeri, fedakarlığı göremiyorum.
  • Ama ben yardım etmezsem bu işin içinden çıkamaz ki…
  • Hep veriyorum ama karşılığında hiçbir şey alamıyorum.
  • Birinin bana ihtiyacı varsa bütün işlerimi bırakıp yardıma koşarım.
  • Biri benden bir şey istediğinde “hayır” demeye içim el vermez.
  • Diğer insanların zor durumda olduğunu görünce dayanamam, yardıma koşarım.
  • İnsanlar bana sadece bir şey istemek için geliyorlar.

Fedakarlık şemasıyla ilgili yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki bu şemaya sahip bireyler tüm bunları karşılıksız yaptıklarını ifade etseler de diğer yandan beklenti içine girmektedirler. Beklentileri yaptıkları fedakarlıklar karşısında benzer davranışların sergilenmesi, daha fazla ilgi ve alaka görmeleri, önemsenmeleri yönündedir. Beklentilerinin karşılanmaması onlar için yıkıcı olabilmekte ve hayal kırıklığının, kırgınlığın yanı sıra ciddi bir öfkeye sebep olmaktadır. Sonrasında kişi yıprandığını ve yorulduğunu hissederek depresif ruh halleri içine girebilmektedir. Bu duygu dalgalanmaları neticesinde şema tersine dönebilmekte ve karşı taraf için yaptığı her iyiliği bir anda keserek, başkaları için hiçbir şey yapmak istemediklerini ifade edebilmektedirler.

         Fedakarlık şemasının kişinin yaşamında oluşturduğu zorluklar, ruh halindeki yıpranmalar terapi süreci ile aşılabilmektedir. Alınacak uzman desteği kişinin başkaları için hissettiği aşırı sorumluluk duygusunu normal düzeye indirgeyebilmesi noktasında kişiye destek olmaktadır. Ayrıca terapist kişinin kendi ihtiyaçlarını fark etmesinde, başka insanların ihtiyaçlarını gidermek için gösterdiği çabadaki aşırılığı yönetmesinde terapötik çalışmalar yapmaktadır. Bu şekilde farkındalık kazanarak ilerleyen süreç şemaların doğru yönetilebilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Stajyer Psikolog Hicran Aydın

KAYNAKÇA

uzman psikolog ayşen yıldız

Bizimle Nasıl İletişime Geçebilirsiniz?

Bireysel terapiOyun terapisiCinsel terapiAile-Çift Terapisi ve diğer alanlar için bizimle 0507 243 77 58 nolu numaradan iletişime geçebilirsiniz. 

DİĞER YAZILARIMIZ

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir